24 Nisan 2014 Perşembe

2014 İznik Ultra 80K Yarış Raporu

18 Nisan Cuma günü İznik Ultra Maratonu’nda üçüncü kez koşmak üzere Yenikapı – Yalova feribotuna bindiğimde bir senenin ne kadar çabuk geçtiğini düşünüyordum. Ilgaz, Alper ve Elena ile buluştuktan sonra feribotta yerlerimizi aldık. Bu yıl benim adıma bir fark vardı. 2012 ve 2013'de 130K'yı koştuktan sonra bu kez 80K parkurunda koşacaktım.

Eylül 2013’ü bir kenara koyarsak (30 Ağustos’ta koştuğum UTMB’den sonra dinlenmek için geçerli mazeretim vardı), 2014’ün Şubat ayı son 2.5 yılda en az koştuğum ay oldu. Ayın başındaki hamstring problemini ciddiye aldım ve daha büyük bir soruna yol açmaması için tamamen geçene kadar bekleme ve yarışmama kararı aldım. Mart başında durum iyiye gidiyordu. Temkini elden bırakmadan, nüks etmemesi için hıza değil dayanıklılık koşularına ağırlık verdim. Zaten yılın geri kalanında Spartathlon için ilk planda buna ihtiyacım olacaktı. Mart’ın ikinci yarısında gelen sinyaller iyiydi ama henüz İznik ile ilgili kararımı vermemiştim.

Yaz boyu yoğun bir hazırlık planladığım için tekrar bir sakatlık riski almak aptalca olacaktı. Nisan’ın ilk haftasında biraz yükleme yaparak vücudumun vereceği tepkiyi test ettim. Olması beklendiği gibi hız kaybetmiştim ama dayanıklılık açısından durum fena gözükmüyordu. Böylece 80K’nın doğru bir seçim olacağına ikna oldum.
İznik Ultra 2014

21 Mart 2014 Cuma

Spartathlon

Maratonun hikayesini koşan veya spora ilgi duyan hemen herkes bilir. Kısaca hafızaları tazelemek gerekirse:

Milattan önce 490 yılında Persler Anadolu’nun, Güneydoğu Avrupa’nın ve Güneydoğu Asya’nın büyük bölümünde hakimiyet sürmektedirler. İki sene önce Ege kıyılarında yaşayan Yunanlıların, tarihte İyon Ayaklanması olarak bilinen başkaldırısını Persler bastırmıştır. Bu ayaklanmaya Atina başta olmak üzere Yunan şehirlerinin destek verdiğini öğrenen Pers Kralı 1. Darius, Yunanistan’a bir ordu gönderir ve Kuzey Yunanistan’daki şehirlerin hemen hepsine boyun eğdirir ancak güneydeki Atina ve Sparta şehirleri başkadırıya devam edince savaş kaçınılmaz hale gelir

Böylece Pers ordusu Atina’nın yaklaşık 40km kuzeyindeki Marathon ovasında konuşlanır. Atina'dan yola çıkan bir ordu da bu bölgeye hareket eder. Burada iki ordu da günlerce birbirlerinin saldırmasını beklerler. Sayı olarak çok daha az olan Atina ordusu Sparta’dan gelecek desteği beklemektedir. Fakat Atina ordusunun 10 generalinden biri olan Miltiades diğer generalleri saldırmaya ikna eder. Yunan ordusu falanks formasyonunu kullanarak başarılı bir muharebe planı uygular ve Persleri bozguna uğratarak geri çekilmeye zorlarlar. Geri çekilen Persler son bir hamle yaparak Yunan ordusu dönmeden önce Atina’ya saldırmayı düşünürler ama Yunanlılar Atina’ya zamanında dönmeye başarır.

Marathon bölgesindeki Pheidippides heykeli.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Salomon S-Lab Sense Ultra İncelemesi


Salomon bundan birkaç yıl önce Kilian Jornet için özel olarak tasarlanan S-Lab Sense modelini üretmişti. Bu ayakkabı ayağa oturan tasarımı ve hafifliği ile minimalist ayakkabı kullananlar arasında çok popüler oldu. Kullananların iki önemli eleştirisi vardı: İlki ayakkabının yeterince dayanıklı olmaması, ikincisi ise uzun mesafeler için yeterince koruma sağlamamasıydı.

Bu eleştirileri dikkate alan tasarımcılar ayakkabıda bazı modifikasyonlar yaparak S-Lab Sense Ultra modelini ürettiler. Böylece ayakkabının ağırlığı Sense’e gore biraz arttı fakat daha dayanıklı, daha uzun mesafelerde kullanılabilen ve taban yapısındaki değişiklikler ile daha iyi yol tutuş sağlayan hafif ve hızlı bir yarış ayakkabısı ortaya çıktı.

S-Lab Sense Ultra
 

23 Aralık 2013 Pazartesi

İki Deniz Arası Keşif Koşusu

14 Aralık 2013 günü Karadeniz kıyısındaki Linyit ocaklarından başlayıp Marmara kıyısındaki Menekşe Plajı'nda biten yaklaşık 63km'lik bir koşu gerçekleştirdik. Berk Tüfekçi, Caner Odabaşoğlu ve Mark Minasyan'la birlikte rotayı koşan 4 kişilik ekibin parçası idim. Rotayı baştan sona motorla kateden And Tüfekçi de en az bizim kadar yorucu ve kritik bir görev üstlenerek bizlere destek oldu.

Bu koşu projesini daha ilk duyduğumda oldukça ilgimi çekmiş ve heyecanlandırmıştı. Karadeniz kıyısından Marmara'ya ulaşan bir rota olmasının yanısıra yaşadığımız bu dev metropolün pek de fazla bilmediğimiz ve görmediğimiz yönlerine şahit olmayı vaat ediyordu.


Kuzeyden güneye İki Deniz Arası rotası.

12 Aralık 2013 Perşembe

Salomon Advanced Skin S-Lab Belt İncelemesi

Koşularınızın süresi uzamaya başladıysa ve özellikle de arazide koşmayı seviyorsanız yanınızda bulunması gereken malzemeler için bir taşıma sistemi gerekmeye başlayacaktır. Bunun için kimi koşucular sırt çantasını, kimileri ise bel kemerini/çantasını tercih eder.

Bir süredir kullandığım Salomon Advanced Skin S-Lab Belt'in bel kemeri kullanmayı sevenler için çok iyi bir seçim olabileceğini, sırt çantası kullananların bir kısmının da fikrini değiştirebileceğini düşünüyorum.

Salomon Advanced Skin S-lab Belt

25 Kasım 2013 Pazartesi

2013 İstanbul Maratonu İstatistikleri

Yeni adıyla Vodafone İstanbul Maratonu 17 Kasım 2013'de koşuldu. Maraton hakkındaki genel izlenimlerimi, olumlu ve olumsuz bulduğum yönleri Koşu Gazetesi'nde Ilgaz ile birlikte yaptığımız bu değerlendirmede bulabilirsiniz. Bu yazıda bu konulara tekrar değinmeyeceğim.

Bu yazının amacı ise sonuçları ve rakamları değerlendirmek. Ancak bunu yaparken neyin doğru neyin yanlış olduğunu ispatlamaya çalışmak değil. Tersine aynı geçen yıl olduğu gibi  merak edilebilecek ve faydalı olabilecek konularda biraz beyin fırtınası oluşturmaya çalışmak. Ayrıca şöyle bir baktım da bloga yeni bir giriş yapmayalı neredeyse 2.5 ay olmuş, bu vesileyle belki bu durağanlığı da üzerimden atabilirim!

Yazıdaki tüm değerlerin maraton resmi sitesindeki sonuç listeleri baz alınarak hazırlandığını ve aşağıda bahsi geçen tüm rakamların SADECE MARATON mesafesi için geçerli olduğunu hatırlatarak konuya girelim.




9 Eylül 2013 Pazartesi

UTMB 2013 Yarış Raporu

"The first and greatest victory is to conquer yourself" - Plato

30 Ağustos 2013 günü Fransa'nın Chamonix kasabasından başlayıp Mont Blanc dağının etrafında saat yönünün tersine tam bir tur atan, bunu yaparken de İtalya ve İsviçre'den geçen Ultra Trail du Mont Blanc yarışını koştum.

Yarışın hikayesine nereden başlayacağıma çok emin değilim, o yüzden sanırım en iyisi genel bilgiler ile başlayıp kronolojik sırayla gitmek.

Kısaca UTMB olarak bilinse de her türlü outdoor sporunun yapıldığı bu Fransız kasabasında aynı hafta içinde sona eren birden fazla yarış var. Bu yarışları  kısaca tekrar özetlemek gerekirse:
  • CCC (Courmayeur – Champex – Chamonix) – 101km / +6100m – 26.5 saat limit – Cuma 09:00
  • TDS  (Sur les Traces des Ducs de Savoie)  – 119km / +7250m – 33 saat limit – Çarşamba 07:00
  • UTMB (Ultra Trail du Mont Blanc) – 168km / +9600m - 46 saat limit – Cuma 16:30
Bir de bunlara ek olarak sıralama tutulmayan ve takımlar halinde koşulan 300km/+24,000m'lik PTL var ki, o biraz farklı bir sınıfta. 

Bu yarışlara katılmak için UTMB'ye puan veren dünyadaki diğer ultra maratonları bitirip belirli puanlar kazanıyor ve başvuruda bulunuyorsunuz. 2013 itibari ile CCC ve TDS için 2 puan, UTMB için 7 puan toplamış olmak gerekiyordu. Ancak tek başına bu da yeterli değil, biraz da şanslı olmak gerek çünkü özellikle CCC ve UTMB parkurları için başvuru sayısı katılımcı limitinden çok daha fazla oluyor ve bir kura çekiliyor. Eğer puanınız yetiyorsa ve kurada da çıkarsanız yarışı koşmaya hak kazanıyorsunuz. 



Bu yılki yarıştan sonra açıklanan resmi rakamlara göre sadece UTMB parkurunda 223'ü kadın olmak üzere toplam 2469 kişi start almış. Bunların 1686 tanesi yarışı tamamlamış. (bitirme oranı 68.3). Kadınların oranının sadece 9% olması çok dikkat çekici. CCC ve TDS’de kadın oranı yine 10-14% aralığında. 

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Süreklilik


Birkaç hafta önce koşmaya yeni başlayan bir arkadaşımla sahbet ediyordum. Doğal olarak o da koşmaya yeni başlayan birçok kişi gibi kendini geliştirmek, daha hızlı, daha uzun ve daha rahat koşmak istiyordu. Bunu da mümkün olabildiğince çabuk yapmak istiyordu. Hangi antrenman programını kullanmalı, ne yemeli, ne içmeli, kısacası neyi nasıl yapmalıydı? Bana göre ona tavsiye edebileceğim en önemli şey ne idi? 

İnsan doğası  gereği çalıştığımız işten yaptığımız spora ve günlük hayatta karşılaştığımız sorunlara karşı her zaman “sihirli bir iksir” bulmaya çalışıyoruz. Bir haftada 5 kilo verdiren diyetler, günde 2 dakika ayırarak çelik gibi karın kaslarına sahip olabileceğiniz programlar gibi safsataların bu kadar popüler olmasının nedeni başka bir şey olamaz. 

 

18 Temmuz 2013 Perşembe

DASK ADAM 2013 Yarış Raporu

Bir maraton koşmadan önce öncekini unutmuş olman gerekir”. Uzun mesafe koşmaya başladıktan sonra ilk duyduğum sözlerden biri buydu. Ne var ki bunu uygulamak her zaman mümkün değil. 4 Temmuz Perşembe günü DASK ADAM (Anadolu Dağ Aşma Maratonu) organizasyonuna katılmak için Bolu’ya doğru giderken henüz birkaç gün önce koştuğumuz Lavaredo Ultra Trail henüz çok tazeydi ve gözümü kapattığımda Tre Cime’yi görmeye devam ediyordum.

Yarış hakkında daha fazla bilgiyi geçen seneki raporumda bulabilirsiniz ama bu organiasyona aşina olmayanlar için kısaca özetlemek gerekirse, iki kişilik takımlar halinde katıldığınız bu yarışmada 2 gün boyunca çadırdan mata, uyku tulumundan ilk yardım setine, tüm yiyecek ve giyecek malzemenize kadar her şeyi sırtınızda taşıyor ve size verilen harita üzerindeki kontrol noktalarına kendi belirleyeceğiniz rotadan giderek en hızlı şekilde ulaşmaya çalışıyorsunuz. İlk gün sonunda ara kampa ulaşıyor, burada taşıdğınız çadırı kurup geceyi geçirdikten sonra ertesi sabah verilen yeni harita ile tekrar yola çıkıyorsunuz. Kontrol noktalarında su da dahil olmak üzere herhangi bir yiyecek içecek takviyesi bulunmuyor. Sadece ilk gün sonunda geceyi geçireceğiniz ara kampta organizasyon tarafından yakılan ateş ve ibriklerden doldurabileceğiniz sıcak sudan faydalanabilirsiniz. Farklı zamanlarda başlayan takımlar arazide kendi belirledikleri yollardan gittikleri için çoğu zaman saatlerce takım arkadaşınızdan başka kimseyi görmeden yol alıyorsunuz.  


14.sü duzenlenen organizasyonda uzunluk ve zorluk derecelerine göre kısa, orta, uzun ve ultra adı altında dört farklı kategori bulunuyor.  Bu sene tüm kategorilerde 71 takım ve 142 sporcu bulunuyordu. Biz de geçen sene olduğu gibi Caner Odabaşoğlu ile iki günlük uzunluğu yaklaşık 90km ve +4000m tırmanış olarak öngörülen ultra parkura katılmaya karar vermiştik. Aslında bu sıkışık takvime geçen seneden biraz hazırlıklıydık çünkü geçen yıl da benzer şekilde Run Fire Cappadocia’dan döndükten 4 gün sonra DASK ADAM 2012 Ultra Parkur için yola çıkmıştık.   

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Lavaredo Ultra Trail Yarış Raporu

28 Haziran Cuma akşamüsü 18:00 sularında birlikte kaldığımız Caner Odabaşoğlu yarışın 85Km’ye indiği ve ertesi sabah 8’e ertelendiği haberini verdiğinde Cortina’daki otel odamızda gece 23:00’de başlayacağı açıklanan 118Km’lik Lavaredo Ultra Trail için son hazırlıkları yapmaktaydım.  

Aslında son birkaç gündür orjinal rotanın geçtiği bazı yüksek bölgelerde yoğun kar yağışı olduğu yönünde haberler geliyor ve organizatörler sosyal medyada belli bölgelerde 30cm yüksekliğinde kar olduğunu gösteren fotoğraflar yayınlıyorlardı. Ama geçen sene yarışı koşanlardan aldığım bilgiler ve yarış hakkında okuduğum yazıların hepsi geçen yılki yarışın gün içinde 35 dereceye varan sıcaklıklarda koşulduğunu anlattığı için ciddi bir durumun yaşanacağını açıkçası hiç beklemiyordum. Hatta yarış öncesindeki bu yazımda geçen sene yarışı koşanların verdiği bilgiye dayanarak hava sıcaklığının sorun olabileceğini belirtmiştim!