30 Ocak 2013 Çarşamba

Kırık Kollu Koşucunun Seyir Defteri

2013'ün ilk Cumartesi günü, sabah 7:32.

Aydos ormanında koşmak için 3 kişi buluşuyoruz. Park yerinden ayrıldıktan henüz 70-80 saniye sonra birkaç köpek havlaması gelmeye başlıyor  Daha saatimdeki birkaç ayarla uğraştığım için dönüp bakmıyorum. Zaten köpek havlaması sahilde bile koşarken sık sık karşılaştığımız bir durum. Birkaç saniye sonra havlama sesleri çok yakından gelmeye başlıyor. Duruyoruz, arkamı dönmemle beraber iki köpeğin 8-10 metre önümüzde havlayarak üstümüze doğru geldiğini görüyorum. İlk defa karşılaştığım bir sahne değil. Eğer saldırırsa diye kendimi koruma pozisyonu almak için bir adım geriye atıyorum ama eğimli zeminde adımı attığım yerde boşluk var. Ayağım boşa gidiyor ve dengemi kaybettiğimi hissediyorum. Daha sonra tek hatırladığım sol el bileğimin üzerine düşüşüm ve keskin bir acı.

 

28 Ocak 2013 Pazartesi

Geyik Koşusu ve Patika Yarışlarında Kaybolmak Üzerine Düşünceler

Geçen haftasonu Geyik Koşuları Belgrad Ormanı’nda Asics'in sponsorluğunda son 3 yılda 4. kez düzenlendi. Bundan öndeki üç yarışa koşucu olarak katılmıştım. Kolum kırık olduğu için bu kez gönüllü olarak koşanlara destek olmaya çalıştım. Koşarken doğal olarak birçok şeye farklı gözle bakıyorsunuz. Özellikle yarış başladıktan sonra kendinizden başka bir şeye odaklanmanız mümkün olmuyor.  Her ikisinin de avantaj ve dezavantajları var. Bu kez dışardan bakan ama sadece start alanında bekleyerek değil parkurda farklı yerlere giden biri olarak yarışın bütününü daha iyi gözlemleme şansım oldu. Yarışmacılar, katılım, organizasyon ve özellikle de patika koşularında kaybolmak üzerine düşüncelerimi aşağıda bulabilirsiniz.

www.geyikkosulari.com

3 Ocak 2013 Perşembe

Özgürlük Parkı 6 Saat Koşusu

İnsan neden aynı yerde dönüp durarak saatlerce koşar? 

Zamanlı koşular Türkiye’de pek bilinmese de özellikle organize etmenin kolaylığı dolayısı ile yurtdışında oldukça yaygın olarak yapılıyor.  En popüler olanları 6-12-24 saat koşuları. (48 saatten tutun günlerce süren yarışlara kadar daha ekstrem versiyonları da mevcut ama onları bu yazının dışında tutuyorum). 

Peki başka yerde koşmak varken neden döne döne koşmak?

Bilmiyorum. Neden 25-30dk sağlıklı yaşam egzersizi yapmak yerine Pazar sabahları 25-30km koşuyoruz? Her gün 3-5km koşmak varken neden maraton bitirmek için antrenman  yapıyoruz? Neden yarış derecelerimizi birkaç saniye/dakika geliştirmek için aylarca programlar uyguluyoruz?  Koşmayan biri de bunların yapılmasını çılgınlık olarak görüyor. Üstelik anlamaya bile çalışmıyor. Aynı yerde 6-12-24 saat koşmak, düzenli koşan biri için bile bir çılgınlık. Koşan insanlar olarak bunu sevmek veya yapmak zorunda değiliz. Ama en azından çok sayıda koşucunun neden yaptığını anlamaya çalışabiliriz. Bence ancak bu şekilde koşmayan ve koşanları anlamaya bile çalışmayanlardan bir farkımız olabilir. 

Göztepe Özgürlük Parkı