27 Kasım 2012 Salı

Avrasya İstatistikleri ve Negatif Split

Bundan aylar önce maratonda doğru tempo stratejisi hakkında bir yazı okumuştum. Avrasya Maratonu sonrasında o yazı tekrar aklıma geldi ama nerede okuduğumu hatırlayamadım. Ben de Avrasya maratonu sonuçlarını ele alıp kendim bir değerlendirme yapmaya karar verdim.

Araştırdığım temel faktörler şunlar oldu:
  • Avrasya maratonuna katılanlar, maratonun ikinci yarısında ilk yarısına göre ne oranda yavaşlıyorlar? 
  • İkinci yarıyı ilk yarıdan hızlı koşanların sayısı ne kadar,  bunların tüm katılımcılar içindeki oranı ne ve genel sıralamadaki yerleri nerede?
  • Elit atletler ile genel katılımcı arasında ne gibi farklar veya benzerlikler var?
  • Runtalya'ya bakınca, bu oranlar Avrasya ile ne oranda yakın veya uzak?

Şunu başta belirtmem gerekir ki bu yazının amacı doğru maraton stratejisinin ne olduğunu göstermek veya ispatlamaya çalışmak değil. Herkes için tek bir doğru olduğuna inanmayan biri olarak böyle bir şey zaten inancıma aykırı. Kişinin tecrübesine, altyapısına ve antrenman geçmişine göre doğru strateji herkes için farklı olacaktır. Buradaki amaç sadece eldeki verileri ortaya koyup bir beyin fırtınası yaratmak.

Ayrıca Avrasya ve Runtalya için daha önce bu tip bir çalışma görmediğim için belki gelecekte bu yarışlara katılacak olanlara da bir fikir verip yarış stratejilerini planlama konusunda yardımcı olabilir. Eğer aşağıda bahsi geçen yıllardaki yarışlardan birine katıldıysanız kendi sürelerinizi, genel ortalamalar ile kıyaslayabilirsiniz. Tüm sonuçları Avrasya Maratonu resmi sitesinde bulabilirsiniz.


Öncelikle neyi neden ve nasıl yaptığım konusunda birkaç noktayı belirtmem gerek.

  • Yavaşlama oranlarını hesaplarken Avrasya için 2009, 2010 ve 2012 yıllarındaki sonuçları inceledim. Haklı olarak neden Avrasya 2011 yok diye merak edeceksiniz. Çünkü 2011 yılında maalesef 21.1km noktası için kayıt tutulmamış. Sadece 20 ve 25km noktaları var.
  • Avrasya 2012 sonuç listelerinde 21km noktasının kaydı gözüküyor ama hem kendi süremdem hem de diğer sürelerden bunun aslında 21.1km noktası olduğunu tespit ettim. Bu nokta 21.1km olarak kabul edilmiştir. 
  • Aşağıdaki grafikler maratonun ikinci yarısında ilk yarıya oranla ne kadar yavaşlandığını gösteriyor. Örneğin Avrasya 2009'da Erkekler maratonun ikinci yarısında ortalama olarak 20.5%, kadınlar ise 15% yavaşlamış. 
  • Genel toplamların yanısıra Erkekler ve Kadınlarda ilk 5 ve ilk 10'a girenlerin ortalamasını da ayrı ayrı alarak elit atletlerin yarış koşma stratejisinin genelden farklı olup olmadığını görmeye çalıştım. 
  • Aynı şekilde Erkeklerde ilk 100, Kadınlarda ilk 50 maratoncunun da ortalamasını aldım. Bunlar tüm katılımcılar içinde en hızlı 5-10%'luk dilim içindeki maratoncular. Teorik olarak bu koşucular bu mesafede tecrübeli olmalılar ve maraton koşma stratejileri gelişmiş olmalı. Bu kişilerin genel ortalamaya göre ne durumda olduklarını merak ettim. 
  • Son olarak Türk erkek ve kadın maratoncuların değerlerini de ayrı ayrı ele aldım.

 

 


Bu değerlerin ışığında dikkat çeken bazı noktalar:
  • Her üç yılda da Erkekler maratonun ikinci yarısında 18-21% arasında, Kadınlar ise 13-15% arasında yavaşlamış. Buradan birçok çıkarım yapılabilir ama benzer istatistikleri ultra maraton yarışlarında da görmüş biri olarak bu sonuç beni şaşırtmadı. Erkekler uzun mesafe koşularında o veya bu sebepten dolayı devam ettirebilecekleri temponun oldukça üzerinde başlıyorlar. Kadınlar ise bu konuda daha temkinli. Hangi stratejinin hangi kişiye göre daha verimli olacağı mutlaka değişkenlik gösterecektir ama kişisel düşüncem maraton mesafesi için ikinci yarıda 20% çok büyük bir yavaşlama oranı ve ilk yarıda fazla hızlı koşulduğunun bir göstergesi. Sanırım erkekler olarak bu konuda kadınlardan almamız gereken bazı dersler var.
  • Türk erkeklere bakınca durum daha da vahim. Her üç yılda da ikinci yarılarda 22-26% arasında yavaşlama var. Buradan nasıl bir çıkarım yapmak gerek size bırakıyorum. Belki önümüzdeki yıllarda tempo grupları eklenirse durum biraz düzelir yoksa durum kötü!
  • Türk kadınlarına bakınca 2010 ve 2012'de genel kadınlar ortalamasının altında kaldıklarını görüyoruz. Maratona katılan Türk kadın sayısı maalesef çok az ama katılanlar tempolarını ayarlamayı Türk erkeklerinden daha iyi biliyorlar gibi bir sonuç çıkarmak mümkün.
  • İlk 5 ve ilk 10 değerleri kadınlarda yıldan yıla pek farketmezken erkeklerde büyük değişimler var. Özellikle 2012'de elit erkeklerin ikinci yarıdaki yavaşlama oranı çok şaşırtıcı. Bu atletler sadece zamana karşı değil birbirleriyle de yarıştıkları için yarış içinde mutlaka başka stratejiler de devreye giriyor.
  • Erkeklerde ilk 100'e girenlerin (10-13%) ve kadınlarda ilk 50'ye girenlerin ( 9-10%) yavaşlama oranı yıldan yıla fazla değişmiyor ve oldukça standart.

Gelelim Runtalya 2012'ye... 

Neden sadece Runtalya 2012? Önceki yılların sonuçlarını neden değerlendirmedim?
Sadece Runtalya 2012 çünkü daha önceki yıllarda dönüş noktasında ölçülen zaman 21.1km noktasında değil. Resmi sonuç listelerinde mesafe yazmıyor ve "Turn" şeklinde belirtilmiş. 2010 ve 2011'de Runtalya'ya katılmış biri olarak kendi kayıtlarıma göre zaman kaydı tutulan  bu dönüş noktası 23.6km civarında. Sonuç olarak bu yıllarda 21.1km noktasında resmi kayıt tutulmadığı için önceki yıllarda net bir değerlendirme yapmak mümkün değil.

Neden Avrasya'da olduğu gibi Türk koşucuların ayrıca değerleri yok?
Runtalya için Türk koşucular için ayrı liste yayınlanmamış.

Neden Kadınlarda ilk 10'un yavaşlama ortalaması yok?
Runtalya 2012'de maratonu bitiren toplam kadın sayısı sadece 47 olduğu için ilk 5 ve ilk 20 kadının ortalamalarını almayı uygun buldum. Erkeklerde de ilk 100 yerine ilk 50'nin ortalamasını aldım. (Grafikte yanlışlıkla 100 yazıyor ama ortalama ilk 50 erkeğin).

Bu sonuçlara bakınca Avrasya'ya göre hem genelde hem de diğer kategorilerde yarışın ikinci yarısında yavaşlama oranı ciddi oranda daha az. Bunun sebebi Avrasya'nın ikinci yarısının parkur itibariyle Runtalya'nın ikinci yarısından zor olması olabilir mi? Bir sebep bu olabilir ama başka faktörler de olabilir, örneğin katılımcı profili gibi.

Hava şartları etkili olabilir mi?  Runtalya'da 2012'de koşmuş biri olarak yarışın ilk yarısında rüzgârın büyük oranda arkadan estiğini, ikinci yarıda ise sert şekilde karşıdan geldiğini iyi hatırlıyorum. Dolayısı ile Runtalya 2012'de hava şartlarının ikinci yarıda koşanlara yardım ettiğini söylemek zor. Belki Avrasya'nın sonundaki Gülhane ve Sultanahmet yokuşlarının etkisi, belki başka bir şey. O veya bu sebepten Avrasya'nın ikinci yarısında her kategorideki yavaşlama ortalamasının Runtalya'ya göre önemli oranda daha yüksek olduğu gözüküyor.

Avrasya ve Runtalya'da negatif split ((yarışın ikinci yarısını ilk yarısından daha hızlı koşmak) yapılır mı?

Eğer dayanıklılığınız yüksekse, temponuzu iyi belirlerseniz her yerde yapılabilir. Ama negatif split'in mi yoksa az farklı bir pozitif split'in mi daha verimli olacağı başka bir tartışma konusu.

İstatistiklere bakınca şu sonuçlar gözüküyor: (tüm sayılar yarışı bitiren koşucuların sayısıdır)

2009 Avrasya
Erkekler: 788 kişide 22 negatif split. En iyi derece 67.'lik. İlk 100'de 3 kişi.
Kadınlar: 131 kişide 3 negatif split. En iyi derece 27.'lik. İlk 50'de 1 kişi.

2010 Avrasya
Erkekler:1038 kişide 29 negatif split. En iyi derece 98.'lik. İlk 100'de 1 kişi. 
Kadınlar: 234 kiside 7 negatif split. En iyi derece 6. Ilk 50'de 3 kişi.

2012 Avrasya
Erkekler: 1970 kiside 81 negatif split. En yuksek derece 31.'lik. Ilk 100'de 3 kişi.
Kadınlar:375 kiside 7 negatif split. En iyi derece 24.'lük. Ilk 50'de 1 kişi.

2012 Runtalya
Erkekler: 298 kiside 20 negatif split. En iyi derece 1. Ilk 50'de 7 kişi.
Kadınlar: 47 kiside 3 tane negatif split. En iyi derece 7. Ilk 20'de sadece 1 kişi.

Sonuçlar: 

Bu rakamlara bakınca her iki yarışta da negatif split oranı son derece düşük. Fakat Avrasya'da yapmak çok daha zor. Erkeklerde ilk 100'de bitirenlerden en fazla 3 kişi yapabiliyor. Kadınlarda da durum pek farklı değil. Runtalya'da göreceli olarak oran biraz daha yüksek. Gecen senenin birincisi Yücel Aydın negatif split yapmış (1:17:25 vs. 1:16:58). Erkekler ilk 50'de 7 kişi olması da Avrasya'ya göre önemli bir fark.

Maraton mesafesi için negatif split "doğru" bir strateji mi?

"Doğru" herkes için farklı olacaktır ama bu rakamlara bakınca "genel katılımcı" profili için çok doğru (ve kolay) gözükmüyor. Eğer böyle olsaydı yarışları üst sıralarda bitirenlerin ağırlıklı olarak bu şekilde koşmaları gerekirdi. Ne de olsa bunlar üst seviyedeki atletler.

Peki bu düşük oran Avrasya ve Runtalya'ya özgü olabilir mi?
Olabilir, özellikle Avrasya'da bunun önemli rol oynadığı açık. Ama oranlar o kadar düşük ki sadece parkur yapısının etkili olduğunu söylemek sanırım yeterli olmaz.

Bu konuda daha geniş çaplı araştırmalar ile karşılaşmadım (bulan varsa lütfen paylaşsın) ama 2011 Londra maratonu sonuçlarında şu şekilde bir bilgiye ulaştım:  İlk 100'de sadece 7 negatif split var. Bunlar dünyanın en elit maratoncuları arasındaki kişiler. Ama diyelim ki yarışın başında bu atletler, kendilerine pacer'lık yapan tavşanlar yüzünden hızlı başladı ve bu yüzden ilk yarıyı biraz hızlı koştular ve ikinci yarıda yavaşladılar.  O zaman 100-200 arasında bitirenlere bakmak belki daha doğru olur. Bunların da sadece 6 tanesinin negatif split yaptığı görülüyor. Londra maratonunda 100-200 arasında bitirenlerin ortalama bitirme sürelerinin 2:35'lerde olduğunu, dolayısı ile bunların da çok üst düzey maratoncular olduğunu belirtmek gerek. Ama onların arasında da negatif split oranı çok düşük.

Bu konuyu burada noktalayıp son olarak biraz da yıllara göre katılımcı sayıları ve bitirme sürelerine baktım. 


Avrasya'da toplam maraton koşan sayısı ve Türk'lerin maratona katılım sayıları.


Öncelikle bu sayılar Avrasya resmi sitesindekilerden farklı çünkü anladığım kadarıyla onlar yarışa kayıt yaptıranların sayısını tutuyorlar ama birçok kişi çeşitli sebeplerden kayıt yaptırmasına rağmen yarışı koşmuyor. Bu sebeple ben sonuç listelerine bakarak yarışa başlayanların (bitiremeyenler ve diskalifiye olanlar dahil) sayısını baz aldım. 

Bu rakamlara bakınca hem Türk katılımcı sayısı hem de yabancı sayısı her sene artıyor. 2012'de hem toplam katılımcı hem de Türk katılımcı sayısının 50%'den fazla artmış olması önemli bir gelişme.

2012'de Türkiye'den maratona katılan kadın sayımız sadece 58. Tek ümit verici olan gelişme bu rakamın son üç yıla göre ikiye katlanmış olması.

Ortalama Bitirme Süreleri


Ortalama Bitirme Süreleri

Avrasya 2009
Avrasya 2010
Avrasya 2012
Runtalya 2012
Erkekler
4:09
4:16
4:12
3:56
Kadınlar
4:27
4:36
4:28
4:13
 
Bunu sadece bilgi olarak aktarıyorum. Yine tek başına bu rakamlara bakarak Runtalya parkurunun daha kolay olduğunu söylemek yanlış olur. Tamamen kendi gözlemime göre Avrasya'da ilk maratonunu koşan kişi sayısı Runtalya'dan daha fazla. Bu da ortalama zamanları düşürüyor olabilir.

9 yorum:

  1. eline sağlık. bu blog benim gibi yeni başlayan biri için çok iyi bir kaynak oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkurler Kaan, senin Avrasya raporun da ilk kez katilacaklar icin cok degerli bilgiler iceriyor.

      Sil
  2. Merak edilen konulardan birinde güzel bir çalışma olmuş. Ben de benzer bir çalışmayı Boston Maratonu için yapmıştım. Parkurun eğim özelliğinden dolayı hızlı koşulan Boston'da da negatif split eser miktarda var. Benim çalışmamdan elde ettiğim sonuç, istisani atletler hariç maratonda negatif splitin en hızlı dereceyi getirmediği oldu. Özellikle Avrasya'da kimsenin kişisel en iyi derecesi negatif splitle gelemez. O parkurda kişiye göre 2 yarı arasında 6-15 dk.'lık bir fark olması normal. Düz parkurlarda bu yakl. 3-10 dk. gibidir. İdeal fark, her atletin kendine özgüdür.

    Diğer bir not: 2000-2007 yılları arasında ortalama bitirme süreleri hep 4 saatin altındaydı (2001'de 3:29... Bitiren sayısı 175 :)). Bunun bir sebebi parkurun şimdiki gibi Sultanahmet'te değil, İnönü Stadyumu'nun önünde bitmesi, yükseklik kazanımının şimdikinden az olması. Fakat çok daha önemli bir sebebi -Runtalya için yaptığın tesbit gibi- düşük sayıdaki katılımcıların nisbeten tecrübeli atletler olmalarıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkurker, cok degerli bilgiler.

      Bu arada Runtalya 2012'de negatif split yaparak 1. olan Yucel Aydin 2011 ve 2012'de Avrasya'da da kosmus. Dereceleri soyle:

      Avrasya 2011'de 21.1 km zamani tutulmadigi icin ilk yari suresi yok ama 20.km'yi 1:11:24'te gecmis (3:34dk/km). Geri kalan 22.2km'yi 1:26:20'de kosmus (3:53dk/km).

      Avrasya 2012 splitleri de soyle: Ilk yari 1:18:02, ikinci yari 1:26:06 (10% yavaslama).

      Sadece tek bir kisi oldugunun farkindayim, form durumundan stratejiye kadar cesitli faktorler olabilir ama konuyu destekleyici bir durum.

      Sil
  3. Çok değerli ve özenli bir çalışma. Emeğiniz için teşekkürler!

    YanıtlaSil
  4. Aykut süper bir yazı,ne yazarsan okuyorum ve öğreniyorum,çok teşekkürler,izin verirsen bizim gruba koyuyorum bu yazıyı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahadir Tesekkurler, benimkisi sadece eldeki bilgilerle beyin firtinasi. Runtalya 2012'de negatif split yapanlardan biri de sen oldugun icin yazarken aklima geldin. Acikcasi o yarista ilk yariyi belki biraz fazla temkinli kostugunu, az farkli bir pozitif split ile biraz daha iyi bir sure kosabilecegini dusunmustum. Ama herkesin altyapisi ve stratejisi farkli tabii. Daha sonra Berlin'de pozitif split ile muthis bir sonuc aldin. Ikisindeki form duzeyin dogal olarak farkliydi, parkurlar degisikti vs. ama her iki yontemle de hedefine ulasmis biri olarak hangisini daha efektif gordugun konusunda senin dusunceni de merak ediyorum acikcasi.

      Sil
    2. Aykut dediğin gibi Runtalya ve Berlinde iki farklı taktikle yarıştım,Runtalyada yarışın ilk yarısını %80-83 HR ile gittim ,dönüşten sonra son 20k da %83-85 HR e, son 10k dada %85-88HR arasında zorlamaya başladım,bunu Negatif split düşüncesinden ziyade daha iyi derece koşabilmek için yapmıştım,fakat yarış ortalaması %84 HR gibi tahminimden daha düşük HR averajla bitti,daha sonradan incelediğimde anladımki yarışın ilk yarısında biraz kaytarmışım,çünkü sende biliyorsun,hemen bir hafta sonra girdiğimiz Çekmeköy 45k arazi yarışında,4saat 45dk boyunca %86 HR ortalama ile gittim,bu sonuca bakılınca Runtalyada daha iyi koşabilirmişim gibi geliyor.Runtalyada beni yanıltan nokta açıkçası Pace odaklı olarak koşmak oldu hedef pace varınca nasılsa dereceyi tuttum diye daha fazla hızlanmamıştım,ama ikinci yarıda HR hedefden düşük çıkınca tempo arttırdım ve Negatif split yapmış oldum.Berlinde ise bu hatamdan ders alarak çoğu antrenmanımda dahil olmak üzere genelde HR odaklı çalıştım,ve yarışdada daha ilk km den itibaren hedef dereceyi tutmak için hedef değerlerim olan %84-86 HR ortalamasını tuttum ve böyle devam ettim.Tabi bukadar tempolu gidince evenpace sonlara doğru pozitif olmaya başladı ama sonuçta hedef derecemden çok daha iyisini koştum

      Sil
    3. Cok faydali bir aciklama olmus. Ben de istisnai durumlar haric maratonda pace'i sabit tutmaya calismak yerine sarfedilen eforu sabit tutmanin daha efektif olduguna inaniyorum. Tabii bu durumda pozitif split bir anlamda kacinilmaz oluyor. Cunku 5.km'de sarfedilen efor ile 37.km'de sarfedilen efor ayni ise (yine istisnalar haric) pace'in dusmemesi mumkun degil.

      Sil