13 Şubat 2015 Cuma

Salomon Sense Pro İncelemesi

Geçen sene incelemesini yaptığım Salomon Sense Ultra çok başarılı bir yarış ayakkabısıydı. Çok çamurlu zeminler dışındaki tüm zeminlerdeki yol tutuşu, hafifliği ve ayağı tam olarak kavrayışı ile kendi türünün gerçekten en başarılı örneklerindendi. Sense Pro aynı yapıyı devam ettiren fakat Ultra'ya göre bazı küçük ama önemli farklılıklar içeren bir ayakkabı.

Sense Pro ilk bakışta Salomon'un "City Trail" adını verdiği grubun bir üyesi. Bunu evden çıkan birinin bir süre asfaltta koştuktan sonra patikaya girip koşması sonra eve dönerken tekrar bir süre asfalta girmesi olarak düşünebilirsiniz. Bu bağlamda Sense Pro'nun hem patikalarda hem yolda performans gösterecek hibrid bir ayakkabı olarak tasarlandığını söylemek yanlış olmaz.

Fotoğraf: salomon.com


Benim kişisel fikrimi sorarsanız, eğer asfalta çıkıp 15-20km koşacak olsam Sense Pro ilk seçimim olmaz zaten bu ayakkabı bunun için tasarlanmamış. Ama yukarıdaki örnekteki gibi patika ağırlıklı ama asfaltta da koşmanız gereken antrenmanları veya birçok patika yarışındaki gibi kısa süreli asfalt bağlantılarını düşünürseniz, iste bu kombinasyon için bence son derece başarılı bir ayakkabı.

Sense Pro'yu ilk ayağınıza giydiğinizde aynı Sense Ultra'da olduğu gibi ayağınızı tam olarak kavrayan bir hisle karşılaşacaksınız. Eğer Salomon'un Endofit adını verdiği bu yapıya alışık değilseniz özellikle orta bölümünün sıktığını düşünebilirsiniz. Ama buna bir kere alıştıktan sonra teknik zeminlerde bile ayakkabının nasıl ayağın bir parçası gibi hareket ettiğini ve güvenli bir his yarattığını görebilirsiniz. Bu kavrama sebebiyle ayakkabıyı ince bir çorapla giymenizi tavsiye ederim.


Hem yukarıdaki sebeple hem de kalıbı itibariyle Sense Pro'yu almadan önce ayağınıza denemenizde fayda var. Ben Salomon'un Sense Ultra ve Speed Cross 3 gibi modellerinde US 12/46.5 giyerken, Sense Pro'da US 11.5 giyiyorum. (Sense Mantra'da da 11.5 bana daha uygun). Bunda burun kısmının Pro'da biraz daha geniş olmasının yanısıra kalıbın biraz daha büyük olmasının etkisi var. Bunu aklınızda tutmanızda fayda var. Burun demişken, bazı kişiler Sense Ultra'nın burun kısmını kendileri için dar buluyordu. Sense Pro'da burun bölümünün daha geniş olması bu sorunu yaşayanları memnun edebilir.

Ttopuk burun yükselik farkını merak edenler için  5.4mm olduğunu söyleyebiliriz. Daha yüksek topuk-burun farklarına alışık olanlar alışana kadar uzun koşulardan sonra baldırlarında ağrı hissedebilirler. Eğer alışık değilseniz lütfen geçişi kademeli yapın.

Ayakkabının taban ve burun koruması da Ultra'ya göre en az bir kademe yukarıda. Bunu özellikle çakıl taşlı veya sivri taşların olduğu zeminlerde daha konforlu gittiğinizde hemen fark edeceksiniz. Bunu yaparken ağırlıktan fazla ödün verilmemiş. Resmi rakamlara göre 42 numarada Ultra ve Pro arasında 30gr fark var (220 vs. 250gr.).

Taban yapısına gelince... Ayakkabı neredeyse Sense Ultra ile birebir taban yapısına sahip. Bunun anlamı şu: Çok aşırı çamurlu zeminlerde bir Speedcross 3 veya Sense Ultra Softground gibi bir tutunma beklemeyin ama bunun dışındaki her zemin için gayet yeterli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Son olarak 8 Şubat'ta yer yer oldukça çamurlu bir zeminde geçen Çekmeköy 30Km yarışında giydim ve gerçekten balçık çamurlu birkaç bölge dışında beni rahatsız edecek bir sorun yaşamadım.

Patika koşularında sık görülen ani dönüşlerde ve engebeli zeminlerde ise Salomon'un kendine özgü bağcık yapısı ve Endofit'in kavraması ile ayağınız ayakkabı içinde hiç oynamıyor. Yağmurlu havalarda ve su geçişlerinde de su tahliyesi yine tüm Sense serisinde olduğu gibi çok hızlı.



Ayakkabıdan ne beklediğinizi bilerek kullanırsanız ve ayağa oturan yapısı ayak şekliniz için bir sorun teşkil etmiyorsa Sense Pro hakkında olumsuz olarak söyleyebileceğim fazla bir şey yok. Henüz dayanıklılığı konusunda bir yorum yapamıyorum fakat Sense Ultra bu konuda beklentilerimi karşılamıştı ve şu ana kadar Sense Pro'da sıradışı bir sorun olacağına dair intiba edinmedim.

Sonuç olarak Sense Pro yarışlarda çok rahat şekilde kullanabilecek kadar hızlı bir ayakkabı olmasına rağmen aynı zamanda uzun antrenmanları da kaldırabilecek kadar konforlu ve güvenli. Bu özellikleri ile şimdiden benim favori ayakkabılarım arasında yerini aldı.

Son bir not olarak, her ne kadar bir Sense Ultra ile kıyaslandığında Sense Pro daha konforlu bir ayakkabı olsa da, eğer daha önce sadece çok yastıklamalı ve korumalı ayakkabılar giymeye alışıksanız geçişi mutlaka kademeli ve yavaş yavaş arttırarak yapmanızı tavsiye ederim.

İyi koşular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder